FoodieBackpacker: Asya'da Nasıl Hayatı Ağırdan Aldım?
Dostumuz Foodie Backpacker'dan yola çıkarak, son zamanlarda Asya'daki seyahatlerine ve hayatı ağırdan alma macerasına ilişkin güncellemeler paylaşacağız.
“FoodieBackpacker olarak yolculuğuma başladığımdan beri acele etmemeyi, zamanın tadını çıkarmayı ve hayatı ağırdan almayı öğreniyorum her geçen gün.
20 ay boyunca Avrupa genelinde gezip yemek yaptıktan sonra, artık farklı bir şeyler görme ve deneyimleme zamanım gelmişti. Artık Asya'yı keşfetme zamanıydı. Önceki seyahatlerimden tamamen farklı bir şeyler olacağını ve bu nedenle bu seyahatin hakkını vermem gerektiğini biliyordum.
İlk Durak Hong Kong'tu
İlk durağım Hong Kong'tu. Zirve, "symphony of lights" adında müzikli ışık gösterisi, dünyanın en uzun açık alan yürüyen merdiven sistemi ve Buddha heykeli gibi pek çok turistik yer var elbette; ancak iş saatleri dışındaki zamanlarda gökyüzünü de izledim, turistik olmayan mahallelerde, sessiz bir Pazar sabahında Hong Kong'un çılgın caddelerinde de yürüdüm ve bunlardan çok keyif aldım.
İkinci Durak Kamboçya'ydı
İkinci durak Kamboçya'ydı. Siem Reap, Angkor Wat ve diğer tapınakların yer aldığı başka bir dünya. Burası sizi tarih ve maneviyat arasında bir yolculuğa çıkararak ağzınızı açık bırakıyor. Tapınakların yer aldığı bölgede oradan oraya koşuşturmak ve bilinen tapınakları incelemek yerine, ormanlık alanda 2 gün geçirerek küçük tapınakları keşfettim. Bazılarında, tek ziyaretçi bendim. Bu bile başlı başına büyük bir deneyimdi.
Sihanoukville, Kamboçya'da ziyaret edebileceğiniz deniz kenarına kurulu bir şehir. Koh Rong, bu bölgenin parti adası olarak biliniyor; ancak adanın arkasında yer alan, dünyanın en muazzam plajlarından birini bularak görüp görebileceğiniz en iyi gün batımını izleyene dek oranın tadını çıkarmanız gerektiğinden çok az insanın bahsettiğini duyarsınız.
Ream Ulusal Parkı'na Sihanoukville'den araçla ulaşabilirsiniz; ancak neden buraya yelkenli teknenin sizi almasını beklerken Titres Plajı'nda birkaç içki içtikten sonra deniz üzerinde bir saatlik bir yolculukla ulaşmayasınız ki?
Son Durak Punon Pen'di
Kamboçya'daki son durağım başkent Punon Pen'di. Burada nehir kenarında çok havalı kafe ve restoranlar bulabilirsiniz; ancak ben tabii ki şehrin pazarlarında uzun yürüyüşler yapmayı, yerel sokak yemeklerini tatmayı ve yerli halk ile küçük sohbetlere girmeyi tercih ettim.
Kamboçya'dan sonra Endonezya'ya doğru yola çıktım. İlk durağım devasa şehir Cakarta'ydı. Burada gökdelenlerin gölgelerinde ya da devasa alışveriş merkezlerinin içinde kendinizi kolayca kaybedebilirsiniz; ancak burası, Endonezya'nın bütün bölgelerine özgü tatları da bulabileceğiniz bir şehir. Bu nedenle, kendimi bu yerel tatları deneyimleyebileceğim en iyi noktalarda kaybettim."