Yeni Raki Global

Her Anına Değiyor: Rodos

arafed beach with umbrellas and umbrellas on a hill overlooking the ocean

On İki Adalar'ın en büyüğü Rodos. Türkiye kıyılarına en yakın olanlardan da biri. Marmaris'ten atladınız mı feribota hepi topu 1 saatte oradasınız. Eski Şehir'de bir turu hak ettiniz. Bir taraftan soluklanırken gerçekten iyi yemek isterseniz iki önerim olacak size. Başlıyoruz.

- Ufuk Kaan Altın

Neoklasik Dönem'den bugüne pek çok uygarlığın egemenliği altında kalan Rodos'ta en belirgin izler, Şövalyeler zamanı ve Osmanlı'ya ait. Devasa Kent Surları, Şövalyeler zamanından kalmış. Eski Şehir de öyle. Daha önceki döneme ait kalıntıları da bulmak mümkün, Osmanlı camiilerini de... 1 günde belki Eski Şehir'i gezebilirsiniz ama Rodos'un tamamına çok daha fazla vakit ayırmanız gerekiyor. Vaktiniz yoksa benim gibi, Eski Şehir'de hızlı bir tur attıktan sonra yemeğe geçebiliriz.

Mutlaka denenmeli

Limana en yakın sur kapısından adımınızı atın içeri, tam karşıda kilise yıkıntılarını göreceksiniz. Bir fotoğraf molası verin, Hatzikelis'le göz göze geleceksiniz zaten hemen. Şövalyeler zamanından kalma bir binada hizmet veren lokanta, 1969'da fırın olarak açılmış önce. 1982'de dükkânın kurucusu Yorgo Chatzikelis, mekânı balık lokantasına dönüştürmüş. Çoktan göçmüş Yorgo bu dünyadan. Şimdi işin başında oğlu Yannis var. Tanıştık kendisiyle.

Mutfak turuna buyurmaz mısınız?

Bir kere her müşteriye mutfakta bir tur attırıyorlar öncelikle. Bana iki dakikada birkaç kabuklunun içini tattırıyor kendi elleriyle Yannis. Deniz kestanesi, deniz tarağı, bir çeşit kabuklu daha. Nasıl keskin bir tat, nasıl lezzetli, anlatmak zor. Mönüde yer almıyor bu tabak, gider de tatmak isterseniz sormanız gerekecek. Ya da şef garson Vasilis'in (Panitsas) sizi yönlendirmesine izin verin. İşini güler yüzle yapan, ilgili, bilgili, hoşsohbet bir adam Vasilis. “Deniz ürünlerini seviyorsanız birkaç önerim olacak" diyor, “Lütfen" yanıtını veriyorum. Kendi yaptıkları somon füme, bizim uskumruya benzeyen bir balıktan yapıp ılık servis ettikleri diğeri son derece taze, lezzetli. Kendi suyu içinde gelen, zeytinyağı ve limon suyuyla zenginleştirilmiş deniz kabuklularından mürekkep tabak, başköşede tabii. Bir de taze salata söylüyorum, 20'lik rakıyla birlikte.

Deve pastırması, kılıç balığı yumurtası...

Hatzikelis'e özgü farklı lezzetleri de denemek istiyorum. Türkçe mönüde Pasturmalı dikkatimi çekiyor. Bizim paçangaya benzeyen bir çeşit börek. Farkı, ana malzemelerinden birinin deve pastırması olması. Evet, yanlış okumadınız deve pastırması. Son derece davetkâr bir yemek bu da. Közde patlıcan da öyle... Bostan patlıcanını közlemişler. Yarıp içine beyaz peynir ve maydanoz serpiştirmişler. Üzerine de zeytinyağı ve balzamik sirke gezdirmişler. Sıcak sıcak getiriyorlar masaya. Vasilis birkaç dakika sonra elinde başka bir tabakla çıkageliyor. Anlamıyor, soruyorum ne olduğunu. Kılıç balığı yumurtasıymış. İkramları...

Deneyemiyorum ama aklım mutfak turunda gördüğüm trança, lağos, karagöz, sinarit ve orfozlarda kalmadı desem yalan olur. Bir daha ki sefere artık...

Finali sade Grek (Türk) kahvesiyle yapıyorum. Yanında Sakız Adası'ndan mastika servis ediyor Vasilis. Ne güzel adam... Bu enfes yemek için ödediğim hesap, 69 Euro. İnanın, her kuruşuna değer.

Surlara yaslanmış

Dinlenmeye zaman yok. Eski Şehir turuma kaldığım yerden devam ediyorum. Bol bol da fotoğraf çekiyorum bir yandan ikinci durağım Dinoris'e geçmeden.

Dinoris, tarihi surlara yaslanan (mecaz değil) şık bir restoran. Dünyadan ve Türkiye'den kalburüstü pek çok insanı ağırlamışlar bugüne kadar. 700 kusür yıllık yapının duvarları, devlet başkanları, başbakanlar, bakanlar ve bürokratların fotoğraflarıyla dolu.

Temkinliyim ama...

Hatzikelis'te bir insan evladının yiyebileceğinden çok daha fazlasını tükettiğim için temkinliyim maalesef bu kez. Mekânın spesiyali olan salatayla başlıyorum. Narlı, ıspanaklı, rokalı, domatesli, avokadolu bir tabak getiriyor şef garson Yiorgos (Moltsas). Tazeleyici bir tat. Dayanamıyor, kalamar dolmalarını da tadıyorum. Bütün olarak ızgarada pişirip sonrasında fırınlamışlar. Dilimleyip servis ediyorlar. Ürün taze olunca tatması da daha bir keyifli oluyor.

Ana yemek olarak da deniz ürünlü linguinede karar kılıyorum. Yiorgos, inanmaz gözlerle bana bakıyor ama ne gam. Battı balık yan gider.

Kesinlikle Tekrar Gelmeli​

Domates soslu makarna çok ama çok lezzetli. İçindeki deniz tarağı, kalamar parçaları, midye ve karidesler de öyle. Hazmetmek için adetim olmamasına rağmen günün ikinci kahvesini söylüyorum. Yiorgos, bendeki ışığı gördü! İkram olarak bir de tatlı getiriyor kahvenin yanında. Revaniye benzer bir tabanı olan (irmikten yapılmış) üzerinde mastikalı dondurma olan bir parfe bu. Tatlısever bir adam değilim pek ama bu, hafif, ferahlatıcı bir tabak.

Bir gecenin daha sonuna geliyoruz böylelikle. İçki dahil ödediğim hesap, 55 Euro. Yukarıda söylediğimi tekrarlayacağım: Her kuruşuna değiyor.

Rodos, 6 günde 6 Yunan Adası'nı kapsayan turumun son durağıydı. Aklım, orada kaldı. Yeniden buluşmak üzere...

Hatzikelis

Adres: 9 Solomou Alhadelf Str. Old TownTel: 00 30 22410 27215www.hatzikelis.gr

Dinoris

Adres: Museum's Square 14ATel: 00 30 22410 25824www.dinoris.com